5 Temmuz 2018 – Hangi gün olduğunu bilmeyişimiz, Şefik düşen bir arkadaşımızla hastanede ilgilendi, rüzgar her zaman dost degil, bisikletli teyze, beşinci gün geride kaldı, çalınan garmin, kıtıpiyos hotelimiz, restoranların çoğunun Türkler tarafından çalıştırılıyor olması, Danimarka’da taksi yokluğu, Erkan’ın ayakkabı tanrısı ile arasının hala bozuk olması, takım liderleri toplantısı, bugünkü sürüşümü tatlı kızlarıma adadım

[av_heading heading=’Hangi gün olduğunu bilmeyişimiz, Şefik düşen bir arkadaşımızla hastanede ilgilendi, rüzgar her zaman dost degil, bisikletli teyze, beşinci gün geride kaldı, çalınan garmin, kıtıpiyos hotelimiz, restoranların çoğunun Türkler tarafından çalıştırılıyor olması, Danimarka’da taksi yokluğu, Erkan’ın ayakkabı tanrısı ile arasının hala bozuk olması, takım liderleri toplantısı, bugünkü sürüşümü tatlı kızlarıma adadım’ tag=’h1′ style=” size=” subheading_active=” subheading_size=’15’ margin=” margin_sync=’true’ padding=’10’ color=” custom_font=” av-medium-font-size-title=” av-small-font-size-title=” av-mini-font-size-title=” av-medium-font-size=” av-small-font-size=” av-mini-font-size=” av_uid=’av-jjgsow4h’ custom_class=” admin_preview_bg=”][/av_heading]

[av_textblock size=” font_color=” color=” av-medium-font-size=” av-small-font-size=” av-mini-font-size=” av_uid=’av-jijwddsc’ custom_class=” admin_preview_bg=”]
5 Temmuz

Bu sabah her zamanki gibi erken kalktık. Hazırlandık. Kahvaltımızı yaptık ve ilk sefer saati olan 07:30 otobüsü ile GBI kamp alanına vardık. Gruplar dünden belirlenmişti. Şefik “Ali Baba” grubunda yer alacak, bense biraz daha uzun bir parkuru hedeflemiş olan üçlünün içinde yer alacaktım. Bu arada, ilk gün önümdeki bir arkadaşın arak tekerine çarpmam sonucu düşmüştüm ve o sırada ön tekerimde hafif bir yamukluk gelişmişti. O yamukluğu yapmaları için vermiş olduğum tamircilerse bizden daha ekabirlerdi; kamp alanına gelmeleri biraz zaman aldı. Neyse ki geldiler ve tekerimle ilgili düzeltmeleri yaptılar ve yola koyulduk. 

Bu arada fark ettim ki, haftanın hangi günü olduğunu bilmiyordum. Yalnızca hedefimize kilitlenmiştik Beşinci gündü. Donanımlarımız eksiksizdi. Parkuru biliyorduk ve geriye kalan tek şey dikkatle, enerjimizi koruyarak, ekipçe hedef noktamıza bisikletlerimizi sürmekti. Evet ama bugün günlerde ne idi? Bu yazıyı yazarken bile hatırlayamadığım bir ayrıntı idi, günün ismi. Bizim için günün kaçıncı olduğu önemli, yolla ilgili ayrıntılar önemli, yemek tedariki önemli, vb.

Şefik ve arkadaşları yol alırken bir arkadaşımız düşmüş ve kafasını fena çarpmış. Öyle ki, kask kırılmış! Neyse ki kask korumuş. Düşen arkadaşımız bir süre tam kendisine gelememiş ve kısa süreli amnezi (unutkanlık) yaşamış. Hemen ambulansla hastaneye taşınmış. Muayeneler, bilgisayarlı tomografi, vs. derken önemli bir sorunu olmadığını öğrenerek avunduk. Ama hepimiz de çok üzülmüştük. Şefik de çok sarsılmıştı. O, bugün, dolayısıyla, bisikletine de binememiş oldu. 

Bugün haylice rüzgarlı ve bulutlu bir gündü. Genelde kuzey ve batıdan esen rüzgarlar vardı ilk günlerde. Bizim de sürüş aksımız kuzeyden güneye doğru olduğu için rüzgar işimize yaramadı diyemem. Bugünse güney ve batı rüzgarları vardı, karşımızda. Çarptı da çarptı rüzgarlar bize. Hızımızı kesti, yorgun düşürdü. Dün o kadar güneş ve sıcaktan rahatsız olmuşken, bugün de üşüyerek yol alıyorduk. 

Yolun bir aşamasında iki kara parçası arasında 3 km.den uzun bir köprüden geçmemiz gerekti. Sağımızda gelen sağlam bir batı rüzgarı bizi hem üşüttü, hem de bozuk zeminde, dar kulvarda ilerlemizi savrulmalarla zorlaştırdı. Bu halimize köprüyü geçmeye çalışırken bir de baktık ki karşıdan ak saçlı bir teyze bisikletine binmiş, bizim geldiğimiz yöne doğru gidiyor! Şaşırdık doğrusu. Soğuk, rüzgar, bozuk zemin, bisiklet kullanmanın zorlukları belli ki onun için hiç de konu değildi.

Beşinci günü neyse ki başkaca bir kaza olmaksızın tamamlayabildik. Uzaktan sanılabilir ki, basit bir iş yapılıyor. Hiç de öyle değil. Rahatlıkla diyebilirim; bu etkinlikte yer alan herkes kendini aşan boyutta çaba harcıyor. Dile kolay, günlerdir yüz km.nin üstünde yol sürmekte, pek çoğu daha önce hayatında toplam yüz km. bisiklet sürmemiş olan insanlar. Bu arada belirtmeliyim; bu yılki hedefimiz, TEGV ile birlikte çocuklara “Makerlab” için kaynak oluşturma, her birimizin kendisini daha da azimle yollara vurması demek oluyor. 

Bunca yolda tek vukuat tabii ki düşme ya da mekanik sıkıntılar olmuyor. Kerim’in bugün yol bilgisayarı Garmin çalınmış. Aynı dakikalarda fark ettim ki, benim de arka ışığım çalınmış. 

Maribo’daki kamp alanımıza vardıktan sonra, otobüsümüz bizi kalacağımız otele bıraktı. Otel kamp alanına haylice uzak; en az 10 km. arası var. Uzaklık önemli değil ama, otelde yemek servisi yok ve yakın çevresinde de karnımızı doyurabileceğimiz herhangi bir tesis yok. Bir taksi çağırdık ve otele 8 km. uzakta birkaç restoranın olduğu bir kasabaya vardık. Varmasına vardık da, restoranların çoğu saat 21:00’de kapanıyor ve müşteri kabul etmiyor. Gurmemiz Erkan parmak arası terlikleri ile zorlanarak koşturuyor, kapıları çalıyor ve üzgün bir şekilde geri dönüyordu. Bizse hem Erkan’ın durumuna hayıflanıyorduk, hem de yemek bulamayışımıza. Birkaç restoran dolaşıp sonuçsuz kaldığımız sırada Cafe Xanthos isminde bir yer bulduk. Açıktı ve yemek servisi yapabilirdi. Oturup yemeklerimizi seçeceğimiz sırada anladık ki restoran sahibi ve çalışanları Türktü. Canla başla bizi ağırladılar. Karınlarımızı güzelce doyurabildiğimiz gibi otelde kalan arkadaşlarımıza da yanımızda götürmek üzere yemek alabildik.

Otelimize dönebilmek için taksi aramaya başladık ki, taksi olmadığını öğrendik! Şaka değil. Taksi yok. Gecenin bir yarısı otelimizden haylice uzakta kalakalmıştık. Restoranın Türk sahibi ve çalışanları hemen devreye girdiler ve kendi araçları ile bizi otele bıraktılar. Onlara burdan bir kez daha teşekkürler. Bu arada, bizden daha önce otelden taksi ile o bölgede başka bir restorana gitmiş olan bir grup arkadaşımız da taksi bulamamış ve otele yürüyerek dönmek zorunda kalmış!

Neyse ki Erkan bizimle idi. Ayakkabısız haliyle nasıl yürürdü o yolları?…

Onun için bu akşam bu konuyu da aramızda konuştuk. Meğer Erkan bir mağazaya girmiş, ancak oradan bir ayakkabı beğenememiş. Onun için bu akşam ayakkabı tanrısıyla Erkan’ın arasını nasıl düzeltebileceğimize dair kafa yoracağız.

İlhan kaptan, diğer kaptanlar Gökhan ve Hasan ile takım liderleri Karakaş, Ali abi ve beni topladı. Bugünkü kazadan dolayı çok üzgündü ve nedenlerini sorguluyordu. Yarınki sürüşü, grupları, sürüş disiplinini ele aldı ve gruba deklare etti. 

Bugün 147 km. bisiklet sürdüm. Bu mesafeler aşarken kızlarımın varlıkları ile içimi ısıtmalarına, beni hep mutlu etmiş olmalarına bir anlamda teşekkür ediyor ve bugünkü sürüşümü onlara adıyorum.
[/av_textblock]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir