7 Temmuz 2018 – Lübeck-Hamburg GBI’da son günümüz, ülkeler arasında yardım toplamada elde ettiğimiz derece, bizi karşılamaya gelenler, pılımızı pırtımızı topladık, ayakkabı tanrısı sonunda Erkan’ı affetti, firelerimiz, teşekkürlerimiz ve son akşam.

[av_heading heading=’Lübeck-Hamburg GBI’da son günümüz, ülkeler arasında yardım toplamada elde ettiğimiz derece, bizi karşılamaya gelenler, pılımızı pırtımızı topladık, ayakkabı tanrısı sonunda Erkan’ı affetti, firelerimiz, teşekkürlerimiz ve son akşam.’ tag=’h1′ style=” size=” subheading_active=” subheading_size=’15’ margin=” margin_sync=’true’ padding=’10’ color=” custom_font=” av-medium-font-size-title=” av-small-font-size-title=” av-mini-font-size-title=” av-medium-font-size=” av-small-font-size=” av-mini-font-size=” av_uid=’av-jjgsv0jj’ custom_class=” admin_preview_bg=”][/av_heading]

[av_textblock size=” font_color=” color=” av-medium-font-size=” av-small-font-size=” av-mini-font-size=” av_uid=’av-jijwddsc’ custom_class=” admin_preview_bg=”]
GBI etkinliğindeki son günümüz. Bugün önümüzde daha kısa bir yol vardı. Ancak bu arada yolu öğle saatlerine kadar da yapmamız gerekiyordu, ki birlikte sürüşe yetişelim ve Hamburg’a polis eskortunda, bir bisiklet korteji halinde, şarkılarımız söyleyerek, sevinçle, birbirimizi kutlayarak girelim. 

Sabah erken kalkıp kahvaltı. Otobüsle kamp alanına gidiş. Bisikletlerimizle birlikte 60 km.ye yakın bir yol sürdük ve bir de öğrendik ki grup kaptanımıza bildirilmiş olan saatten daha erken hareket etmiş. Eh, kaçırmıştık ama yapacak bir şey yok. Navigasyonlarımızı kullanarak Hamburg’da sürüşün bittiği alana vardık. 

GBI sonunda ortam çok neşeli oluyor. Bir de bir tören yapılıyor. GBI düzenleyicilerinin gururlandıkları konu, bu organizasyonla birlikte önemli oranda yardım hareketine vesile olmaları. Bu yıl biz ülkeler arasında toplam yarattığımız kaynakla üçüncü, katılan bisikletçiye oranla da ikinci sırayı almışız. Bu da bizim için ayrı bir gurur. Yalnızca birlikte, birbirimizi sürekli kollayarak, dayanışma içinde, değer vererek, saygı ile, dostlukla, ve keyifle sürmemiş, aynı zamanda kaynak yaratmada da büyük başarı göstermiştik. Bütün arkadaşlarımla gurur duyuyorum. Destekçilerimize de sonsuz teşekkür borçluyum. Bizi bu başarının bir parçası yapmışlardı. Çocuklarımıza Maker ortamları sağlayabilecektik artık.

Bu arada öğrendim ki, liseden büyüklerimizden bir arkadaşım ve eşi bizi karşılamaya gelmişler. Ben bu yılki sürüşümde aynı liseden bir arkadaşımla birlikte sürme şansı yakalamıştım. Serdar ve eşi Sumru Akçalı da bizi karşılayarak çok mutlu ettiler. Biz de heyecanla onlara yaptıklarımızı anlattık. Bizden ve törenden haylice etkilenmişlerdi; bakarsınız seneye onlar da katılırlar. 

Biz büyük ekip birbirimize sarıldık, kutladık. 10. yıl marşını, İzmir marşını söyledik gürül gürül. Fotoğraflar çektik. Anlattık da anlattık birbirimize. Çok heyecanlı idik. Bitirmiştik. Tamamlamıştık. Ve mahzunduk. Karışıktık. Yedi gündür, haftanın hangi günü olduğunu dahi unutturan, dünyayla ilişiğimizi kesmişçesine dolu dolu, yoğun, tempolu ve birlikte geçirdiğimiz süreç sonlanmıştı. Her son gibi bu sonun da acıtan bir yanı vardı.

Son akşamımızı da otele yerleşip yemekle geçirdik. Mahzunduk. Ama olsun. Artık evlerimize, yaşam düzenimize, ülkemize, işimize, eşimize, çocuklarımıza, sevdiklerimize dönme zamanıydı. Çocukluğumuzda okuduğumuz çizgi romanlar olurdu. Romanlardaki kahramanlar bazı serüvenlere girişir ve o sayfaları biz de hızla, heyecanla okur, sayfa arkasına sayfa çevirirdik. Serüvenler sonunda biter ve kahramanlarımız evlerine dönerlerdi. Ta ki bir dahaki serüvenlerine dek. Bizim de bu serüvenimiz burada bitti, bir dahakine kadar.

Bu arada belirtmeliyim, Erkan’ı ayakkabı tanrısı sonunda affetmiş. O sayede ayakkabılarına kavuştu ve Türkiye’ye ayakkabıları ayaklarında gelebilecek!

Bunca yolu firesiz yaptığımızı söyleyemeyeceğim. Bir arkadaşımız düşerek kuyruk sokumu kemiğini kırdı ve ne yazık ki etkinliği tamamlayamadan bıraktı. Bir arkadaşımız düştüğünde kafasını yere kaskını kıracak kadar şiddetli çarptı, bilinç kaybı ve geçici olarak anı hatırlayamama (amnezi) yaşadı, hastaneye götürüldü, doktor kontrolü ve bilgisayarlı tomografi incelemeleri sonucunda önemli bir sorunu olmadığı anlaşıldı ve sonra aramıza dönerek bisikletini kullanmayı sürdürdü. Ufak tefek düşmeler çokça yaşandı. El parmaklarını bitiştiremeyenler, ellerinde uyuşukluk yaşayanlar, popolarında yaralar çıkanlar, orası burası ağrıyanları, kaskatı bacak kaslarından dolayı yere çömelemez hale gelişimizi firelerden sayamayacağım. Türkiye’ye eksiksiz dönebildik. Kırığı olan arkadaşımızın en kısa zamanda iyileşmesini ve bisikletiyle aramıza dönmesini diliyoruz. 

Yollarımızı katederken, hayli zorlu bir tempoyu sürdürürken emin olabilirsiniz ki içimizde iki duyguyu yoğun şekilde yaşadık: teşekkür ve umut. Teşekkür borçluyuz, bizi destekleyenlere, bağış yapanlara, sponsorluk yapmış olanlara, dolaylı ya da doğrudan sürecin içinde yer alanlara. Şefik ve ben Florence Nightingale Hastanelerine, başta CEO Prof. Dr. Cemşid Demiroğlu ve COO Dr. Sinan Aran olmak üzere, kurumumuzun tüm çalışanlarına teşekkür borçluyuz. Bizim arkamızda yer aldılar ve hastalarımıza, topluma vereceğimiz mesajları kurum olarak hep benimsediler. Eşlerimize, ailelerimize teşekkür borçluyuz. Onlar da ülkümüzün, umutlarımızın içinde yer aldılar. Son olarak da Umuda Pedal ailesine teşekkür etmeyi istiyorum. Dayanışma, omuz omuza verme, azimle ilerleme ve küçük sevinçlerle mutlu olmayı gördüm hepinizde. İyi ki varsınız.
[/av_textblock]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir